horlama-tedavisi

Horlama ve tıkayıcı uyku apne sendromu toplumda erişkin yaştakilerin %30-40 ında görülmektedir Kimi insanda sadece horlama ön plandayken diğerlerinde sadece apne yani uykuda nefes durması  olabilmektedir. Uykuda oksijen alımını bozan bu rahatsızlıklar her zaman masum olmayıp, bazen yaşamı bile tehdit edebilen ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir.  Çok şiddetli horladığınız söyleniyorsa, sabahları yorgun uyanıyorsanız ve gündüzleri uyukluyorsanız uykuda solunum duraklamaları (uyku apnesi) sorununuz olabilir. Uyku apnesi iki türdedir :

  • Tıkayıcı tipte uyku apnesi. Daha sık rastlanan bu apne türünde burun ile soluk borusu arasındaki hava pasajının bir yada birkaç anatomik lokalizasyonda tıkanması söz konusudur.
  • Merkezi uyku apnesi. Bu tür apne beynin solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyaller göndermemesi sonucunda görülür.

BELİRTİLERİ

Horlama ve tıkayıcı uyku apne sendromu hastalıklarında şikayetler çok farklı olabilmektedir; sadece hafif bir horlamadan ibaret olabileceği gibi aşağıda belirtilen rahatsızlıkların tümüde bir arada izlenebilmektedir:

  • Gündüz uyuklama ve uyuma isteği
  • Şiddetli horlama
  • Uyku sırasında solunum duraklamasının başkaları tarafından gözlenmesi
  • Solunum güçlüğü ile uyanma
  • Ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı ile uyanma
  • Sabah başağrıları
  • Çarpıntı ve hipertansiyon gibi dolaşım sistemi  şikayetleri
  • Otomobil kullanırken uykuya dalma gibi belirtilere sahip olabilmektedir.

NEDENLERİ

Tıkayıcı tipte uyku apnesi boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesi sonucunda dar olan hava pasajının tamamen kapanmasıyla oluşur. Uyku apnesi olan kişilerin uyku sırasında çok gürültülü horlamaları ve gece boyunca tekrarlayan, en az 10 sn. süreli nefes alıp vermede durma (apne) olur . Bu kaslar yumuşak damağa, küçük dile, yutağa ve dile aittir. Bu kaslar gevşediğinde nefes alma sırasında hava yolu daralır ve bir süre için solunum durur. Bunun sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır, beyin bu azalmayı algılar ve uyku derinliğini azaltarak hava yolunun tekrar açılmasını sağlamaya çalışır. Uyku derinliğinin azalmasını takiben bazı kişilerde bir iki kısa derin nefes alma ile, bazı kişilerde ise şiddetli horlama ve yutkunma sesleri ile solunum tekrar başlatılır. Bu durum bütün gece boyunca devamlı tekrarlanır. Bu derecede uyku apnesi olduğunda derin uykuya geçmek hiç mümkün olmaz, kişi bütün uykusunu solunum çabası içinde geçirir ve gündüz uyuma ihtiyacı duyar. Uyku apnesi olan kişiler genellikle uykularının bölündüğünün farkında değildir ve iyi uyuduklarını zannederler. Horlama ve uyku apnesi olan hastalardan burnun fonksiyonel olmasıda önem taşır. Burnun septum deviasyonuna (burun kıkırdağında eğrilik) ve/veya konka hipertrofisine (burun eti büyüklüğü) sahip olması horlama ve uyku apnesi belirtilerini şideetlendirir; bazı olgularda ise problemin ana sebebi olmaktadır.

Merkezi tipte uyku apnesi çok daha nadir görülür ve beynin solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyaller göndermemesi sonucunda ortaya çıkar. Kanda karbondioksitin artması ve oksijenin azalması uyanma ile sonuçlanır. Merkezi tipte uyku apnesi olan hastalar uyanma dönemlerini tıkayıcı tipte apnesi olan kişilere göre daha fazla hatırlarlar.

RİSK FAKTÖRLERİ

Tıkayıcı tipte uyku apnesi

  • Kilo fazlalığı. Boynun kısa ve kalın olması boğazda hava yolunun daralmasına neden olur. Kilo fazlalığı nedeniyle boynun ve boğaz çevresindeki yağ dokusunun artması uyku apnesini şiddetlendiren önemli bir etkendir. Boyun çevresinin, yani gömlek yakası numarasının erkeklerde 43 cm’den, kadınlarda 40 cm’den fazla olması uyku apnesi için riskin bir göstergesidir. Ancak uyku apnesi zayıf kişilerde de görülebilir.
  • Büyümüş bademcikler ve geniz eti varlığı. Bademciklerin normalden büyük olması ve geniz eti bulunması daha çok çocuklarda görülen uyku apnesinin nedenidir; ancak bazen erişkinlerde de sorumlu olabilir.
  • Boğazın dar yapıda olması. Bazı kişilerde boğazın şekli doğuştan dar yapıda olabilir.
  • Erkek cinsiyet. Uyku apnesi erkeklerde kadınlardan iki kat sık görülür. Ancak, kilo fazlası olan kadınlarda da sık görülmektedir.
  • Yaş. Uyku apnesi orta yaş üzerindeki erişkinlerde gençlere göre 2-3 kat daha sıktır.
  • Alkol, sakinleştirici ve uyku ilaçlarının kullanımı. Bu maddeler boğaz kaslarının uyku sırasında gevşemesine neden olurlar.

Merkezi uyku apnesi

  • Beyin felci veya tümörleri. Bu sorunların varlığında beynin solunum ritmini ayarlama fonksiyonu bozulabilir.
  • Kas ve sinir sistemi hastalıları. Beyin sapı ve omurilikle ilgili sinir sistemi hastalıklarında veya bütün kas sistemini etkileyen bazı hastalıklarda uyku apnesi görülebilir.
  • Yüksek rakım. Alışkın olduğunuzdan daha yüksek rakımdaki uykuda apne riski artar.

Her iki apne türünde de kalp yetmezliği, kalp krizi, kalp ritm bozuklukları, hipertansiyon ve Serebrovasküler rahatsızlıklar (beynin kanlanma sorunlarına bağlı felçler) gelişme riski vardır. Apne sırasında kandaki oksijenin ani düşmeleri kan basıncının artmasına, kalp ve damar sisteminin zorlanmasına neden olur. Bunun sonucunda da beyin kanamasına bağlı felç ve kalp yetmezliği gelişme riski artar. Kalp hastalığı olan kişilerde uyku apnesinin neden olduğu oksijen düşüşleri kalp krizine bağlı uykuda ani ölüm riskini artırmaktadır.

NE ZAMAN HEKİME BAŞVURMALISINIZ ?

  • Horlamanız başkalarını veya sizi rahatsız edecek derecede şiddetliyse
  • Uykudan nefes alma güçlüğü ile uyanıyorsanız
  • Uyku sırasında nefes almanızın durakladığına tanık olunuyorsa
  • Gündüz uyuklamaları oluyorsa (örneğin işte çalışırken, televizyon seyrederken, okurken, otobüste, araba kullanırken)

Bir çok kişi horlamanın ciddi bir sorunun işareti olduğunu bilemez; ayrıca uyku apnesi olan kişilerin hepsinde horlama da yoktur.

Değerlendirme ve tanı

Uyku apnesinin nedeni ve yol açtığı sorunlar birden çok sisteme ait olabildiği için KBB, Göğüs Hastalıkları, Kardiyoloji ve Nöroloji uzmanlarının ayrı ayrı değerlendirmeler yapması gerekebilir. KBB uzmanının değerlendirmesi muayene ile başlar. Bu muayenede doktorunuz burundan başlayarak nefes borusuna kadar havanın geçtiği alanlarda daralmaya neden olabilecek şekil değişikliklerini arayacaktır. Bundan sonra bir uyku çalışması ile uykuda vücudun çeşitli fonksiyonlarının kaydedildiği bir inceleme istenebilir. Uyku apnesi için yapılan uyku çalışması uyku laboratuvarlarında ( POLİSOMNOGRAFİK TETKİK) yapılır. Doktorunuz ayrıca hava yolunun dar bölgelerini değerlendirmek ve üzerinde ölçümler yapmak için sizden “sefalometri” adı verilen özel bir röntgen filmi isteyebilir.

POLİSOMNOGRAFİK TETKİK

“Polisomnografik tetkik” nedir ve nasıl uygulanır ?

Uyku bozukluklarının bir kısmının tanısında kullanılan “polisomnografik tetkik” hastane ortamında yada taşınabilir cihazlarla ev ortamında yapılabilir. Hastanenin uyku merkezinde, ev ortamınızı aratmayacak konforda, tuvaleti, banyosu ve televizyonu içinde olan bir odada tüm gece uykunuz kaydedilir. Bu gece kaydından birkaç saat öncesinde hastaneye gelmeniz istenir. Bu hem ortama alışmanız, hem de kayıt işlemine hazırlık için gereklidir.Kayıt işlemi için elektrod adını verdiğimiz kabloların ucundaki küçük disk yapılar başınızda ve bacaklarınızda belirli bölgelere yapıştırılır. Solunum işlevlerinizi gözleyebilmek için göğüs ve karın bölgesine kuşak tarzında elastik bandlar bağlanır. Bu işlemlerin hiçbirinde ve hiçbir aşamasında size acı verici bir girişim ya da sizin elektrikle temasınız yoktur. Bu şekilde vücudunuzun birçok yerinden bağlanmışken siz uykunuzda ya da uyanıkken rahatlıkla sağa, sola dönebilir ya da gerekirse tuvaletae kalkabilirsiniz. Tüm gece boyunca uyku teknisyenleri de size çok yakın bir odadan kaydınızı takip eder. Gerektiği zaman onunla konuşabilir, bir isteğiniz ya da sorunuz varsa iletebilirsiniz.

Ev ortamında yapılan tetkikte ise taşınabilir uyku kayıt cihazları kullanılır. Akşam belirli bir saatte uyku teknisyeni gelip gerekli bağlantıları yapıp tetkik için sizi hazırlar. Evde kayıt sisteminde yanınızda bir uyku teknisyeni bulunmaz ama aynı şekilde yatakta rahatlıkla hareket edebilir ya da gereğinde tuvalete kalkabilirsiniz. Tüm gece kaydı evde kayıt ünitesine yapılır ve sabah tekrar uyku teknisyeni gelip bağlantılarınızı çıkartıp, geceyi nasıl geçirdiğinizi öğrenir ve evde kayıt ünitesini uyku merkezine getirir.
İster hastanede, ister evde kaydedilmiş olsun tüm kayıtlar bilgisayar ortamında uyku merkezinde değerlendirilip raporlanır. Bunlar sonucunda bir uyku bozukluğunuz olduğu tespit edilirse tedavi seçenekleriniz hekiminiz tarafından size anlatılır ve sizinle birlikte planlanır.

Uyku çalışmasında vücudunuzdan bir cihaza bağlanan kablolar ile uyku sırasındaki kalp, akciğerler ve beyin faaliyetleri, burun ve ağızdan geçen hava akımları, kol ve bacak hareketleri, kandaki oksijen düzeyi sürekli kaydedilir ve inceleme sonunda bilgisayarlı sistemlerde değerlendirilir.

UYKU APNESİNİN NEDEN OLDUĞU SORUNLAR

  • Kalp ve damar sistemi sorunları. Apne sırasında kandaki oksijenin ani düşmeleri kan basıncının artmasına, kalp ve damar sisteminin zorlanmasına neden olur. Uyku apnesi olan kişilerin hemen yarısında hipertansiyon vardır ve bu da kalp yetmezliği ile beyin kanaması riskini artırır. Kalp hastalığı olan kişilerde uyku apnesinin neden olduğu oksijen düşüşleri kalp krizine bağlı uykuda ani ölüm riskini artırdığı bilinmektedir.
  • Gündüz uyuklama. Uykudaki bölünmeler nedeniyle derin bir gece uykusu mümkün olmadığından gündüz uyuklamaları, halsizlik ve sinirlilik görülür. Uyku apnesi olan kişiler işte çalışırken, televizyon seyrederken, okurken, otobüste ve hatta araba kullanırken uyuklayabilirler. Uyku apnesi olup araç kullanan kişilerde trafik kazası geçirme riski normale nazaran 3 ile 5 kat arasında yüksektir. Çocuklardaki uyku apnesi genellikle okul başarısındaki düşme ile kendini gösterir.
  • Başka nedenlerle yapılması gerekebilecek tıbbi tedavilerle ilgili sorunlar. Tıkayıcı tipte uyku apnesi olan kişilerde başka nedenlerle yapılması gerekebilecek ameliyatlarda genel anesteziyle ilgili solunum sistemi sorunları ortaya çıkabilmektedir..
  • Eşle ilgili sorunlar. Uyku apnesi ile birlikte şiddetli horlama da varsa yatak partnerinin uyuyamaması, hatta oda değiştirmesi gibi sosyal bir sorun da ortaya çıkar.
  • Beyin faaliyetleriyle ilgili sorunlar. Uyku apnesi olan kişiler unutkanlık, yorgunluk ve bezginlik, geceleri sık idrara çıkma ve impotans sorunları yaşayabilirler. Çocuklarda hiperaktivite ve dikkat bozukluğu sendromu görülebilir.

 

SİZİN YAPABİLECEKLERİNİZ

  • Kilo fazlanız varsa zayıflayın. Kilo fazlası olan kişilerde zayıflama, apnenin önemli oranda azalmasını sağlamaktadır.
  • Alkol, sakinleştirici ve uyku ilaçlarını kullanmaktan kaçının. Bu maddeler boğazdaki kasların gevşemesine neden olarak solunumu etkilerler.
  • Yan veya yüzükoyun yatarak uyuyun. Sırtüstü yatmak dilin ve yumuşak damağın geriye sarkarak hava yolunu daraltmasına neden olur. Uyku sırasında farkında olmadan sırtüstü pozisyona gelmeyi engellemek için pijama pantolonunun bel kısmının içine bir masa tenisi veya tenis topu koyulması fayda sağlamaktadır.
  • Burun tıkanıklığına neden olan sorunlarınızı tedavi ettirin. Allerji, burun bölmesinin eğri olması ( septum deviasyonu ), burun kanatlarının gerginliğinin düşük olması, burundan rahat solunuma engel olarak kişiyi ağızdan solumaya zorlayan ve apneyi artıran nedenlerdir.

TEDAVİ

Uyku apnesi çoğunlukla kendiliğinden düzelmez. Tedavisinde kullanılan bir çok yöntem vardır. Hava yolunu açmak için çeşitli araçlar kullanılabilir. Bazı durumlarda da ameliyatlarla tedavi daha iyi sonuçlar alınmaktadır.

Tıkayıcı tipte uyku apnesinde tedavi:

Cerrahi Tedavi:

Uyku apnesinde cerrahi tedavilerin amacı hava yolunu kapatan dokuların alınması, küçültülmesi, veya gerginleştirilmesidir. Cerrahi tedavi seçenekleri şunlardır:

  • (UPPP / UP3 / Uvulo Palato Pharyngo Plasty). Çoğunlukla genel anestezi altında yapılan ameliyatta yumuşak  damağın gevşek dokularını  çıkartılır. Çoğu zaman bununla birlikte bademcikler ve varsa geniz eti de alınır. Genel anestezi altında yapılan bu ameliyat sonrası ortalama  7-10 gün süren, düzenli ağrı kesici ilaç kullanımını gerektiren boğaz ağrısı meydana gelir. Bu sürede sulu ve yumuşak gıdalar tüketmeniz gerekir ve tam iyileşme genellikle 4-6 haftada tamamlanır. Bu ameliyat hafif ve orta dereceli uyku apnesinin cerrahi tedavisinde en sık kullanılan yöntemdir.
  • Laser cerrahisi (LAUP / Laser Assisted Uvulo Pharyngoplasty). Yumuşak damak ve küçük dilin yeniden şekillendirilmesi için laser ışını kullanılır. Lokal anestezi ile uygulanabilen bu işlemin istenen sonuç alınana kadar 4-6 hafta aralıklarla bir kaç kez tekrarlanması gerekebilir. Ameliyat sonrası 14-21 gün süren, düzenli ağrı kesici ilaç kullanımını gerektiren  boğaz ağrısı meydana gelir. Günümüzde lazer cerrahisi eskisine nazaran çok daha az kullanılmaktadır.
  • Radyofrekans cerrahisi (RF) . Çoğunlukla lokal anestezi ile uygulanan bu işlemde yumuşak damağın gerginleştirilmek istenen bölgelerine ve gerekiyorsa dilin arka kısmına özel bir cihaz ile radyo dalgaları uygulanır. Radyo dalgalarının yumuşak damak dokusu ve dil içinde oluşturduğu etki zamanla damağın gerginleşmesini ve dil kökünün küçülmesini sağlar. Her uygulamada tedavi etkisinin ortaya çıkması için 6 hafta geçmesi gerekir ve çoğunlukla 2 ay aralıklarla olmak üzere 2 veya 3 uygulama gerekir. Uygulamalardan sonra birkaç gün süreyle hafif dereceli ağrı hissedilebilir.

LAUP ve RF daha çok hafif dereceli apnede kullanılan cerrahi yöntemlerdir. Orta ve şiddetli dereceli uyku apnesinde yeterli yararı sağlamazlar.

  • Dil kökünü öne çekmeye yönelik ameliyatlar. Bu ameliyatlar dil kökünün hava yolunu tıkadığı hastalarda, çoğunlukla boyundan ulaşılarak uygulanır ve dil kaslarının bağlı olduğu bir boyun kemiğini (hyoid kemik) gırtlak kıkırdağına veya çene kemiğine tespit edilerek öne çekilmesini sağlarlar.
  • Trakeotomi. Bu cerrahi yöntem ancak diğer tedavi yöntemleri işe yaramadığında ve hayati tehdit oluşturacak derecede şiddetli uyku apnesinde kullanılır. Boyundan nefes borusuna açılan bir delik ve bunun içine yerleştirilen bir kanül aracılığıyla nefes alınması sağlanır. Gündüz kapatılabilen bu açıklık uyurken havanın doğrudan nefes borusuna ulaşmasını sağlar.
  • Diğer yardımcı cerrahiler. Burun bölmesi eğriliğinin ( septum deviasyonu) düzeltilmesi, müzmin sinüzitin cerrahi tedavisi , büyük bademciklerin ( tonsillektomi ) ve varsa geniz etinin alınması ( adenoidektomi ), çene yapısında bozukluk varsa çene kemiklerinin pozisyonunu düzeltici cerrahiler uyku apnesini tedavi etmek amacıyla kullanılmaktadır.

Diğer tedavi yöntemleri

  • CPAP(Continuous Positive Airway Pressure). Uyku apnesi şiddetli derecede ise burun üzerine yerleştirilen bir maske aracılığıyla basınçlı hava veren bir cihaz (CPAP cihazı) ile uyumak yarar sağlar. Bu cihazın en önemli kısıtlayıcılığı hayat boyu kullanma gerekliliğidir. Birçok hasta birkaç aylık kullanma sonrası cihaz kullanımını bırakmaktadır; bu gibi hastalarda cerrahi yöntemlere başvurmak gerekir.
  • Diş aparatları. Dental aparatlar alt çeneyi ve buna bağlı olan dili öne çekerek hava yolunu açık tutmayı amaçlayan, sadece hafif dereceli apnede kullanılabilen protezlerdir. Bu protezlerin her gece uykuda ağıza takılması gerekir ve her hastanın diş kalıbı alınarak o hasta için özel olarak üretilirler.

Merkezi tipte uyku apnesi tedavi seçenekleri tıkayıcı tipte uyku apnesindekinden daha kısıtlıdır.

  • Apneyle ilgili sağlık sorunlarının tedavisi . Merkezi uyku apnesinin muhtemel nedenleri arasında kalp, sinir sistemi ve kas hastalıkları bulunur. Bu hastalıkların tedavisi apnenin düzeltilmesinde de yararlı olabilir.
  • Oksijen desteği. Uyku sırasında oksijen desteği merkezi uyku apnesinde yararlı olabilir.
  • CPAP(Continuous Positive Airway Pressure). Aynı zamanda tıkayıcı tipte uyku apnesinde de kullanılan bu yöntem, burun üzerine yerleştirilen bir maske aracılığıyla basınçlı hava veren bir cihaz (CPAP cihazı) ile uyumayı gerektirir. Cihazın verdiği basınçlı havanın direncine karşı solunum yapmak hava yolunun açık tutulmasını sağlar.
  • biPAP(bilevel Positive Airway Pressure). Hem nefes alırken, hem de verirken hava yoluna sabit bir basınç uygulayan CPAP cihazından farklı olarak biPAP cihazları nefes alma sırasında daha yüksek, verme sırasında ise daha düşük bir basınç sağlarlar. Bu tedavinin amacı, merkezi uyku apnesindeki zayıf nefes alma sorununu aşmaktır. CPAP gibi, burun üzerine yerleştirilen bir maske aracılığıyla basınçlı hava veren bir cihaz ile uyumayı gerektirir.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir