agiz-kokusu

Ağız   kokusu insan ilişkilerinde kişiyi negatif yönde etkileyen en  önemli sebeplerden biridir. Halitozis yani ağız kokusu; genellikle ağızda ,dişlerde veya midede bulunan bir sorunun habercisidir ve yaşadığımız sosyal ortamda modern insana yakışmayan rahatsız edici bir durumdur. Erişkinler veya küçüklerin, yaşamlarında mutlaka ağız kokusundan şikayetçi oldukları zamanlar olmuştur. Bazılarının ise, bu durumdan şikâyeti kroniktir. Toplumun %30 unun ağız kokusu ile karşı karşıya olduğu ve kadınlarda daha sıklıkla rastlandığı belirtilmektedir. Ağız kokusunu bir hastalık olarak tanımlamak zordur. Birçok insanda sabah saatlerinde  hafif bir ağız kokusu olur ve bu koku bir süre sonra kendiliğinden ortadan kalkar. Bu fizyolojik ağız kokusunun sebebi  gece boyunca tükürük salgısının  düşük düzeyde olması  ve dilimizin hareketsiz kalmasıdır. Bazen insan bu kokunun farkındadır ve tedavisi için doktora başvurur ancak bazı hastalarda sadece diğer insanlar tarafından farkedilir ve kişi sebebini bilmeden sosyal olarak zorluklar yaşar, hatta evlilikleri bile etkileyebilir

Sebepleri Nelerdir: Ağız kokusu sebeplerinin çok büyük bir çoğunluğu KBB ve diş hastalıklarına bağlıdır. Sebepleri şu şekilde sırlayabiliriz:

  • Ağız kuruluğu (xerostomi)
  • Sürekli olarak ağız solunumu yapma
  • Dişeti hastalıkları
  • Bazı ilaçların yan etkisi
  • Tükürük bezindeki bazı problemler sonucunda tükürük bezlerinin yeterli üretim yapmaması
  • Diş hijyeninin yeterince iyi olmaması, diş çürükleri, diş eti hastalıkları
  • Eskimiş ve deforme olmuş , yeterince temizlenmemiş hareketli ptotezler
  • Ağızdaki yumuşak dokularda oluşan aftlar ve ülserler
  • Ağız içindeki yumuşak dokularda, özellikle dil kökünde oluşan anaerop bakteri birikimi
  • Hatalı yapılmış veya deforme olmuş olan kron-köprüler
  • Sigara , tütün kullanımı
  • Koku veren yiyecekler özellikle soğan ve sarımsak
  • Çocuklarda barsak parazitlerine bağlı daha çok sabahleyin gözüken ağız kokusu
  • Solunum yollarındaki iltihabi rahatsızlıklar (Farenjitis, larinjitis, tonsillitis, rinitis, sinüzit, burun tıkanıklıkları, polipler ve akciğer iltihapları)
  • Sindirim sistemindeki bazı rahatsızlıklar (Gastrit, ülser, özafagus, divertikülleri, mide tümörleri vb. )
  • Sistemik hastalıklar (Diabet, böbrek hastalıkları, kanserler ve metabolik fonksiyon bozukluklarının vb.)
  • Ateşli ve virütik hastalıklar
  • Psikonejik kökenli kokular
  • C vitamini yetersizliği ile oluşan Kronik skorbüt hastalığı olan kişilerde de kötü kokulu nefese rastlanır.

Yenilen yiyecekler de ağız kokusunda önemli rol oynar. Bir vejeteryan, çok fazla et yiyen bir kişiden daha az halitozise sahiptir. Çünkü sebzelerde protein maddelerin yıkım ürünleri çok azdır. Et genellikle yağ içerir ve gastrointestinal sistemde oluşan uçucu yağ asitleri kana absorbe edilip nefesle salgılanır. Sarımsak, soğan , pırasa, alkol vb. maddelerin dolaşım sisteminde önce absorbe edilip sonra da akciğerlerce hava olarak dışarıya verilmesiyle kötü koku oluşur. Aşırı alkol içimi ağız içerisindeki normalde bulunan bakteri kolonizasyonunu değiştirir ve ağız kokusu  oluşturan koku fermente edici organizmaların çoğalmasına neden olur.

Sebep Nasıl Bulunur: Ağız kokusu sebeplerinin çoğu diş hastalıkları ve KBB hastalıklarına bağlıdır. Bu nedenle hem KBB uzmanları hem de diş hekimlerinin muayenesi gereklidir. KBB muayenesi sırasında, burun ve boğazda özellikle sinüslerde ve bademciklerde kronik bir enfeksiyonun olup olmadığı araştırılır. Eğer sinüs enfeksiyonundan şüpheneliyorsa sinüs tomografisiyle değerlendirilmesi uygun olacaktır. KBB açısından en sık rastlanan sebepler şunlardır: kronik tonsillit, kronik sinüzit, kronik farenjit, nazal polip hastalığı. Çocuklarda burundan gelen kokularda burna yabancı madde kaçıp kaçmadığı araştırılmalıdır. Buruna yabancı madde kaçması sonucu oluşan koku ağız kokusundan hafif peynirimsi kokması ile ayrılabilmektedir. Stres ağız kuruluğuna  yol açtığı için halitozisin oluşma nedenleri arasında sayılmaktadır

Kişilerin ağız kokusu sorunu olup olmadığını anlayabilmeleri için ; Bir parça mumsuz ve kokusuz diş ipi üst büyük azı dişlerinin arasına yerleştirilir ve çıkartıldıktan sonra 45 saniye beklenir. ya da  dil iyice dışarıya çıkartılır, Bir gazlı bez parçası ile dil ucundan tutulur ve bir başka gazlı bez ile dil kökü sıyırılır 45 saniye beklenir. Koklanır. Bu süre sonunda hoş olmayan bir koku algılanırsa kötü ağız kokusu sorununuz var demektir. Hasta parmakları ile burnunu tıkayıp , dudaklarını da kapatıp soluk vermeyi bir an için durdurduktan sonra açıp soluk verdiğinde koku ağız yoluyla ortaya çıkıyorsa kokunun oral kavitedeki lokal faktörlerden kaynaklandığı söylenebilir.

Nasıl Tedavi Edilir: Ağız kokusunun tedavisi, sebebin bulunmasına bağlıdır. Kesin bir sebep bulunursa bunun ortadan kaldırılması ağız kokusunun da tedavisi olacaktır. Eğer bademciklerle ilgili olduğu düşünülürse öncelikle bademcik iltihabına yönelik ilaç tedavisi uygulanabilir ancak genellikle kronik problem olduğundan bademciğe bağlı ağız kokularında bademciklerin ameliyat ile alınması gerekir.

Diş ve diş eti problemleri ağız hijyeninin doğru şekilde sağlanmasıyla ortadan kaldırılabilir. Dişlerin fırçalanması diş bakımı için yeterli değildir. Çoğu kişide diş fırçalanması bile tam anlamıyla yapılmamaktadır. Diş ipi çok faydalı bir temizleme yöntemidir. Diş aralarındaki artıkları temizler. Bazen dişlerin aralarında fırça ya da iple temizlenemeyecek cepler oluşur. Bu durum bazen dişin çekilmesini gerektirir. Ağız gargaraları da bakteriler üzerine etkili olduğu için ağız kokusuna olumlu etki yaparlar.

Eğer sinüzit ve geniz akıntısı gibi durumlar muayene ya da filmlerle tesbit edilirse buna yönelik ilaç ya da ameliyatla tedaviler uygulanır. Tükrük salgısını azaltan hastalıklar varsa bunlara yönelik tedaviler planlanır. Gün içinde bol su içilmesi ağız kuruluğuna ve ağız kokusuna olumlu etki edebilir. Dilin fırçalanması, sarımsak ve soğan gibi koku verecek yiyeceklerden sakınılması, sigaradan uzak durulması faydalıdır. Akciğer, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığına bağlı kokular az görülür ve genellikle asıl hastalığa bağlı diğer belirtiler ile beraberdir. Bu hastalıklardan şüphelenildiğinde hastanın ilgili branşlara yönlendirilmesi gerekir.

 Psikosomatik halitozis:

Böyle hastalarda yakınma olmasına rağmen aslında gerçek bir halitozis yani ağız kokusu yoktur (Psödohalitosis). Daha objektif tespitler halitometre yapılır. Böyle hastaların tedavisi için psikiyatrist işbirliği gerekir. Çünkü böyle hastaların bir kısmında koku değil koku korkusu vardır (Halitofobi).

Ağız   kokusu insan ilişkilerinde kişiyi negatif yönde etkileyen en  önemli sebeplerden biridir. Halitozis yani ağız kokusu; genellikle ağızda ,dişlerde veya midede bulunan bir sorunun habercisidir ve yaşadığımız sosyal ortamda modern insana yakışmayan rahatsız edici bir durumdur. Erişkinler veya küçüklerin, yaşamlarında mutlaka ağız kokusundan şikayetçi oldukları zamanlar olmuştur. Bazılarının ise, bu durumdan şikâyeti kroniktir. Toplumun %30 unun ağız kokusu ile karşı karşıya olduğu ve kadınlarda daha sıklıkla rastlandığı belirtilmektedir. Ağız kokusunu bir hastalık olarak tanımlamak zordur. Birçok insanda sabah saatlerinde  hafif bir ağız kokusu olur ve bu koku bir süre sonra kendiliğinden ortadan kalkar. Bu fizyolojik ağız kokusunun sebebi  gece boyunca tükürük salgısının  düşük düzeyde olması  ve dilimizin hareketsiz kalmasıdır. Bazen insan bu kokunun farkındadır ve tedavisi için doktora başvurur ancak bazı hastalarda sadece diğer insanlar tarafından farkedilir ve kişi sebebini bilmeden sosyal olarak zorluklar yaşar, hatta evlilikleri bile etkileyebilir

Sebepleri Nelerdir: Ağız kokusu sebeplerinin çok büyük bir çoğunluğu KBB ve diş hastalıklarına bağlıdır. Sebepleri şu şekilde sırlayabiliriz:

  • Ağız kuruluğu (xerostomi)
  • Sürekli olarak ağız solunumu yapma
  • Dişeti hastalıkları
  • Bazı ilaçların yan etkisi
  • Tükürük bezindeki bazı problemler sonucunda tükürük bezlerinin yeterli üretim yapmaması
  • Diş hijyeninin yeterince iyi olmaması, diş çürükleri, diş eti hastalıkları
  • Eskimiş ve deforme olmuş , yeterince temizlenmemiş hareketli ptotezler
  • Ağızdaki yumuşak dokularda oluşan aftlar ve ülserler
  • Ağız içindeki yumuşak dokularda, özellikle dil kökünde oluşan anaerop bakteri birikimi
  • Hatalı yapılmış veya deforme olmuş olan kron-köprüler
  • Sigara , tütün kullanımı
  • Koku veren yiyecekler özellikle soğan ve sarımsak
  • Çocuklarda barsak parazitlerine bağlı daha çok sabahleyin gözüken ağız kokusu
  • Solunum yollarındaki iltihabi rahatsızlıklar (Farenjitis, larinjitis, tonsillitis, rinitis, sinüzit, burun tıkanıklıkları, polipler ve akciğer iltihapları)
  • Sindirim sistemindeki bazı rahatsızlıklar (Gastrit, ülser, özafagus, divertikülleri, mide tümörleri vb. )
  • Sistemik hastalıklar (Diabet, böbrek hastalıkları, kanserler ve metabolik fonksiyon bozukluklarının vb.)
  • Ateşli ve virütik hastalıklar
  • Psikonejik kökenli kokular
  • C vitamini yetersizliği ile oluşan Kronik skorbüt hastalığı olan kişilerde de kötü kokulu nefese rastlanır.

Yenilen yiyecekler de ağız kokusunda önemli rol oynar. Bir vejeteryan, çok fazla et yiyen bir kişiden daha az halitozise sahiptir. Çünkü sebzelerde protein maddelerin yıkım ürünleri çok azdır. Et genellikle yağ içerir ve gastrointestinal sistemde oluşan uçucu yağ asitleri kana absorbe edilip nefesle salgılanır. Sarımsak, soğan , pırasa, alkol vb. maddelerin dolaşım sisteminde önce absorbe edilip sonra da akciğerlerce hava olarak dışarıya verilmesiyle kötü koku oluşur. Aşırı alkol içimi ağız içerisindeki normalde bulunan bakteri kolonizasyonunu değiştirir ve ağız kokusu  oluşturan koku fermente edici organizmaların çoğalmasına neden olur.

Sebep Nasıl Bulunur: Ağız kokusu sebeplerinin çoğu diş hastalıkları ve KBB hastalıklarına bağlıdır. Bu nedenle hem KBB uzmanları hem de diş hekimlerinin muayenesi gereklidir. KBB muayenesi sırasında, burun ve boğazda özellikle sinüslerde ve bademciklerde kronik bir enfeksiyonun olup olmadığı araştırılır. Eğer sinüs enfeksiyonundan şüpheneliyorsa sinüs tomografisiyle değerlendirilmesi uygun olacaktır. KBB açısından en sık rastlanan sebepler şunlardır: kronik tonsillit, kronik sinüzit, kronik farenjit, nazal polip hastalığı. Çocuklarda burundan gelen kokularda burna yabancı madde kaçıp kaçmadığı araştırılmalıdır. Buruna yabancı madde kaçması sonucu oluşan koku ağız kokusundan hafif peynirimsi kokması ile ayrılabilmektedir. Stres ağız kuruluğuna  yol açtığı için halitozisin oluşma nedenleri arasında sayılmaktadır

Kişilerin ağız kokusu sorunu olup olmadığını anlayabilmeleri için ; Bir parça mumsuz ve kokusuz diş ipi üst büyük azı dişlerinin arasına yerleştirilir ve çıkartıldıktan sonra 45 saniye beklenir. ya da  dil iyice dışarıya çıkartılır, Bir gazlı bez parçası ile dil ucundan tutulur ve bir başka gazlı bez ile dil kökü sıyırılır 45 saniye beklenir. Koklanır. Bu süre sonunda hoş olmayan bir koku algılanırsa kötü ağız kokusu sorununuz var demektir. Hasta parmakları ile burnunu tıkayıp , dudaklarını da kapatıp soluk vermeyi bir an için durdurduktan sonra açıp soluk verdiğinde koku ağız yoluyla ortaya çıkıyorsa kokunun oral kavitedeki lokal faktörlerden kaynaklandığı söylenebilir.

Nasıl Tedavi Edilir: Ağız kokusunun tedavisi, sebebin bulunmasına bağlıdır. Kesin bir sebep bulunursa bunun ortadan kaldırılması ağız kokusunun da tedavisi olacaktır. Eğer bademciklerle ilgili olduğu düşünülürse öncelikle bademcik iltihabına yönelik ilaç tedavisi uygulanabilir ancak genellikle kronik problem olduğundan bademciğe bağlı ağız kokularında bademciklerin ameliyat ile alınması gerekir.

Diş ve diş eti problemleri ağız hijyeninin doğru şekilde sağlanmasıyla ortadan kaldırılabilir. Dişlerin fırçalanması diş bakımı için yeterli değildir. Çoğu kişide diş fırçalanması bile tam anlamıyla yapılmamaktadır. Diş ipi çok faydalı bir temizleme yöntemidir. Diş aralarındaki artıkları temizler. Bazen dişlerin aralarında fırça ya da iple temizlenemeyecek cepler oluşur. Bu durum bazen dişin çekilmesini gerektirir. Ağız gargaraları da bakteriler üzerine etkili olduğu için ağız kokusuna olumlu etki yaparlar.

Eğer sinüzit ve geniz akıntısı gibi durumlar muayene ya da filmlerle tesbit edilirse buna yönelik ilaç ya da ameliyatla tedaviler uygulanır. Tükrük salgısını azaltan hastalıklar varsa bunlara yönelik tedaviler planlanır. Gün içinde bol su içilmesi ağız kuruluğuna ve ağız kokusuna olumlu etki edebilir. Dilin fırçalanması, sarımsak ve soğan gibi koku verecek yiyeceklerden sakınılması, sigaradan uzak durulması faydalıdır. Akciğer, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığına bağlı kokular az görülür ve genellikle asıl hastalığa bağlı diğer belirtiler ile beraberdir. Bu hastalıklardan şüphelenildiğinde hastanın ilgili branşlara yönlendirilmesi gerekir.

 Psikosomatik halitozis:

Böyle hastalarda yakınma olmasına rağmen aslında gerçek bir halitozis yani ağız kokusu yoktur (Psödohalitosis). Daha objektif tespitler halitometre yapılır. Böyle hastaların tedavisi için psikiyatrist işbirliği gerekir. Çünkü böyle hastaların bir kısmında koku değil koku korkusu vardır (Halitofobi).

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir