Yaşadığımız binalarda giderek artan boyutlarda klima kullanılması artık günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle büyük binaların akciğerleri olarak nitelendirilebilecek bu havalandırma sistemleri bina dışındaki havayı alarak temizlemekte, ısıtmakta veya soğutmakta, filtrelemekte , nemlendirmekte ve bina içerisindeki sirkülasyonunu sağlamaktadır. Havalandırma sistemlerinin standartların altında kalmasıyla bina içerisindeki hava iritasyona ve çeşitli hastalıklara yol açabilmektedir. “hasta bina sendromu” olarak adlandırılan bu sorunlara son 10 yıl içerisinde giderek artan sıklıkta karşılaşmaktayız. Global ısınmanın getirdiği sorunların eklenmesiyle yaşadığımız binaların inşaat ve havalandırma sistemleri kalitesinin önemi giderek artmıştır. Havalandırma yada klima sistemlerinin bakımıda özellikle çok önem taşımakta filtreleri düzenli olarak temizlenmeyen havalandırma sistemleri zamanla bir mikrop yuvasına dönüşebilmektedir.
Hasta binalarda yaşayan tüm insanlar hasta olmamakta; insanların bağışıklık sistemi ve direk temas önemli rol oynamaktadır. Hasta bina sendromunun insanlarda yarattığı sağlık sorunları çok geniş bir yelpaze içerisinde bulunmaktadır ve çoğunlukla insanlar şikayetlerden sadece bir veya birkaçını hissetmektedirler. Hatta bazı şikayetler o kadar hafiftir ki insanlar sağlık sorunuyla karşı karşıya olduklarını farketmeyebilirler. İnsanlar binayı terkettikten sonra bazı şikayetlerinin kaybolduğunu farkediyorlarsa hasta bina sendromu yaşadıklarını söylemek mümkündür.
Havalandırma sorunlarının insanlarda yarattığı şikayetleri 4 ana grupta toplamak mümkündür:
- Gözlerde, ciltte, burun ve boğazda kuruluk
- Gözlerde ve burunda allerjik reaksiyonlara benzer sulanma ve akıntı ( çelişkili
görünmekle birlikte hem kuruluk hemde aşırı salgı sorunları görülebilmektedir)
- Astım vari solunum sıkıntıları
- Yorgunluk, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu, başağrısı gibi genel şikayetler
Bu şikayetlerin giderilememesi durumunda ise sorun artarak büyüyecek ve doktora başvurulması gerekecektir. Bu yazımızda daha çok insanları Kulak-Burun-Boğaz (KBB) doktoruna başvurmaya iten havalandırma sorunları yüzünden gelişen hastalıklar üzerinde durulacaktır. KBB sorunları dışında cilt ve göz rahatsızlıkları, akciğer hastalıkları, allerjik reaksiyonlar, başağrısı ve psikolojik sorunlara rastlanılabilmektedir.
KBB olarak burun ve boğaz başlıca rahatsızlıkların görüldüğü iki bölgedir:
Burun rahatsızlıkları: Solunan hava kuru ise burun içerisindeki hafif ıslak olan dokular kuruyarak kabuklanma, kuruma ve tıkanıklık hissine yol açar. Yada burun içerisindeki bu doku irite olur ve aşırı salgı yapmaya başlar böylece burun kaşıntısı, akıntı ve tıkanıklık gibi allerjik burun nezlesini düşündüren şikayetler ortaya çıkar. Burunda ki bu değişiklikler burun ve sinüs bölgelerinde enfeksiyon gelişme riskini artırır ve daha önceden sinüs sorunları olan hastalarda kendisini sinüzit olarak gösterir. Kış aylarında sık görmeye alıştığımız sinüzit olgularının yaz aylarında da giderek artan boyutlarda karşımıza çıkmaya başlamasının ana sebebi bu havalandırma (klima) sorunları olmaktadır. Sonuçta ihmal edilir ve tedavisi aksatılırsa cerrahiye kadar giden sinüzit olgularıyla karşılaşmak mümkündür.
Boğaz rahatsızlıkları: Boğaz ve gırtlak dokusunun solunan hava nedeniyle kuruması sonucunda boğaz kuruluğu, boğazda yabancı cisim hissi, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve kronik kuru bir öksürük ortaya çıkabilir. Bu reaksiyonlar bazen o kadar ağırlaşabilir ki boğazda her yutkunmada yırtılırmışcasına bir ağrı hissedilir. Bu durumda hemen ortamdan-binadan uzaklaşılmalı ve enfeksiyon açısından değerlendirilmek üzere bir doktora başvurulmalıdır.
Havalandırma ve klimaya bağlı hastalıkların giderek yaygınlaşması iş ve güç kaybına; giderek artan bir ekonomik kayba neden olmaktadır. Bu nedenle bina yapım aşamasında ve sonrasında havalandırma sistemlerinin bakımına özen gösterilmesi, zaman zaman bu ortamlardan uzak durulması, bu ortamlarda bulunan süre içerisinde sık su içilmesi hastalıklardan korunmak açısından önem taşımaktadır.