cocuklarda-bademcik-ve-buyuyen-geniz-eti-problemleri

Bademcik ve Geniz Eti Nedir: Bademcikler (tonsil) ve geniz eti (adenoid), lenfoid doku denilen ve vücudun bağışıklık sisteminde rol oynayan organlardır. Tonsiller yutak girişinde, dil kökünün iki yanında yerleşmişlerdir. Geniz eti ise nazofarinks adı verilen ve yutağın üst kısmında yani burun boşluğunun arka tarafında bulunurlar.

e1

Vücudun bağışıklık sisteminde rol oynayan tonsil (bademcik) ve adenoidler (genizeti)  özellikle çocukluk çağında sık olarak enfekte olmalarıyla yada aşırı büyümeleriyle büyük sorun yaratırlar. Tonsil ve adenoid lenfoid dokunun bir parçasıdır ve lenfositler içerirler. Bu lenfositler, vücudun bağışıklık sistemine yardımcı olan antikorları üretirler. Ancak bademciklerin  bağışıklık sistemindeki rolleri önemli oranda değildir ve 2.5 yaşından itibaren aktif  fonksiyonları kalmaz. Bademcik ve geniz eti alınan kişilerde bağışıklıkla ilgili hiç bir olumsuz durumun gelişmemeside bunu göstermektedir.

Bademcik ve geniz eti hastalıkları: Tonsil ve adenoid hem enfeksiyonlara hemde büyüklüklerine bağlı olarak bazı sorunlara yol açabilirler. Adenoid enfeksiyonları  daha çok çocukluk çağının problemi olmasına karşın tonsil yani bademcik hem çocuklarda hem de erişkinlerde hastalık yapabilmektedir. Sık geçirilen enfeksiyonlar, hem hastanın günlük yaşamını etkiler, hemde fazla miktarda antibiyotik kullanılmasına neden olur. Ancak geçirilen enfeksiyonların (iltihapların) en önemli komplikasyonları (istenmeyen sonuçları) kalp kapakçıklarını, eklemleri ve böbrekleri etkileyerek ortaya çıkardıkları rahatsızlıklardır. Enfeksiyonların dışında bademcik  ve geniz etinin büyüklükleri de önemli sonuçlara yol açar. Bademciklerin büyük olması; yutma, beslenme ve konuşma sorunları yapar. Ayrıca geçirilen enfeksiyonlara bağlı olarak bademciklerin yapısında bozukluklar meydana gelirse  üzerlerinde biriken yiyecek ve doku artıkları ağız kokusu ve hijyen bozukluğuna neden olur. Geniz eti dokusunun büyük olması herşeyden önce burun tıkanıklığına yol açar. Geniz eti ve/veya  bademcikleri  büyük olan hastalarda ağzı açık uyuma ve horlamaya başlar. Zamanla geçirilen enfeksiyonlar bu dokuların dahada büyümesine yol açarak hastanın nefes almasını zorlaştırabilir. Özellikle 3-7 yaş arasındaki çocuklarda ön plana çıkan geniz eti rahatsızlıkları  bazı diğer  sağlık sorunlarının ortaya çıkmasınada neden olabilmektedir. Bu sorunları şöyle sıralayabiliriz:

  • Sık orta kulak enfeksiyonları ve orta kulakta havalanma bozukluğuna bağlı kulak zarında çökme, kulak zarında yırtılma ve  işitme kaybı. İşitme kaybı bazen anne-babanın farkedemeyeceği seviyede olur ancak sıklıkla da hastayı doktora götüren ilk sebeptir.
  • Çene ve yüz kemiklerinde gelişim bozukluğu, dolayısıyla diş geliminde bozulmalar İlerleyen olgularda hastalığın kendisine has bir yüz görünümü oluşur(ADENOİD YÜZ). Bu çocuklarda algılama, konsantrasyon bozukluğuda izlenir

e2

  • Geniz akıntısı nedeniyle sık boğaz iltihabı (farenjit), öksürük ve alt solunum yolu problemleri, başağrısı ve sinüzit sorunları
  • Burun tıkanıklığının artması hastalarda 8-10 saniyeyi aşkın nefes tutma nöbetleriyle sonuçlanabilirki buna apne nöbeti Apne nöbetlerinin farkedilmesi çok önemlidir bir çocukta apne nöbetinin olması kalp ritm bozuklukları, akciğer sorunları gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabileceği gibi uykuda solunum ve kalp  durmasına da neden olabilir.

Bademcik ve geniz eti hastalıklarının tedavisi:  Bademcik ve geniz etinin akut enfeksiyonlarında tedavi genellikle antibiyotiklerin kullanılmasıdır. Antibiyotiklerin yanında   ağrı kesici- ateş düşürücüler  ve orta  kulak ve östaki problemleri hastalığa eklenmişse dekonjestanlar (exofed, sudafed gibi  şuruplar veya otrivine, iliadin gibi burun damlaları) tedavide kullanılabilirler. Ciddi problemlere yol açmayan ve sık infeksiyona yol açmayan bademcik ve geniz eti ilaçlarla tedavi edilerek tekip edilmesine karşın, bazen bademcik ve geniz etinin alınması gerekir. Tonsil ve adenoidin alınmasına karar vermek, bazen kolaysa da bazen hastayı belli bir süre takip etmeyi gerektirir. Ameliyata karar verilmesine neden olan durumlar şunlardır:

  • Sık sık infeksiyon geçirilmesi: Genelde kabul edilen durum, birbirini takip eden yıllarda, senede 4 veya daha enfeksiyon geçirilmesidir.

e3

özellikle sol bademcik üzerinde bakteriyel enfeksiyona bağlı iltihabi değişiklikler izlenmekte

  • Tonsillerde enfeksiyon olmasada yutmayı zorlaştıracak kadar büyüme olması
  • Tonsil dokusunun tek taraflı büyümesi (lenfoma veya başka habis hastalıkların belirtisi olabileceğinden)
  • Tonsil üzerinde ağız kokusuna neden olabilecek şekilde sık sık birikim olması
  • Adenoid dokusunun nefes almayı bozarak apne nöbetleri oluşturacak kadar büyümesi
  • Geniz eti enfeksiyonlarının orta kulak iltihabı (otitis media) ve işitme kaybına neden olması
  • Sık sık sinüzit ve alt solunum yolu problemlerine neden olması

Bademcik ve geniz eti ameliyatları: Hastaların birçoğunda   3 ila 7 yaş arasında gerçekleştirilmesine karşın ameliyat için bir yaş sınırlaması yoktur.  Yaygın olarak  kabul edilen görüş  tonsil (bademcik)  ameliyatı için hastanın 2 yaşını doldurması gerektiğidir. Adenoid yani geniz eti için bir alt sınır olmayıp  1 yaşında dahi operasyon yapılabilir. Birçok kez çocuk büyüsün diye beklemek hastaya zararlı olabilmekte; tedavinin başarısını düşürmekle kalmayıp yüz gelimişinde kalıcı bozukluklarla sonuçlanmaktadır. Günümüzün gelişen teknolojisiyle anestezi alanındada birçok yenilikler olmuş bu tür ameliyatlar için daha önce var olan alt sınır artık ortadan kalkmıştır. Tonsil ve adenoidler hastalığın durumuna göre birlikte veya ayrı çıkartılabilirler. Sadece tonsil çıkartılırsa tonsillektomi; sadece adenoid çıkartılırsa adenoidektomi; birlikte çıkartılırsa adenotonsillektomi ameliyatı adı verilir. Bu konuda en sık yapılan hatalardan biri de belirgin veya gizli bir damak yetersizliği durumunda ameliyat yapılmasıdır. Bu durumda ameliyattan sonra hastada yutma ve konuşma fonksiyonlarında bozulmalar görülecektir. Ameliyatlar genel anestezi altında yapılmaktadır. Tonsil’in alınması uygun kesi ile etrafındaki kapsül ile birlikte çıkarılması şeklinde olur. Günümüzde shaver ile , radyofrekans dalgalarıyla küçültmek yada coblator adı verilen cihazlarla daha güvenli olarak ameliyatlar gerçekleştirilmektedir.

e4

Adenoid ameliyatı ise büyümüş dokunun kazınması şeklindedir. Ameliyat süresi genellikle kısadır ve 30-45 dk arasında değişir. Ameliyat sonrası genellikle hastanede yatmak gerekmez. Bazen özellikle eşlik eden hastalıklar varsa veya kanama riski mevcutsa bir gece hastanede kalınması gerekebilir.

            Her ameliyat gibi bademcik ve geniz eti ameliyatlarının da risk ve komplikasyonları olabilmektedir. Genel anestezi her zaman için bazı riskler taşır. Ancak anestezi teknik ve ilaçlarındaki gelişmeler her geçen gün bu riski azaltmaktadır. Bunun dışında en sık görülen komplikasyon kanamadır. Bazen ciddi boyutlara ulaşabilmesine rağmen, dikkatli ve titiz bir çalışma ve yeni ameliyat cihazlarıyla bu problem nadir görülmektedir.Özellikle erişkin hastalarda olmak üzere ağrı hastayı en çok rahatsız eden durumdur; bu sorunda ağrı kesiciler ile kontrol altına alınmaktadır.

Ameliyat sonrası farenjit oluştuğuna dair inanış vardır. Bu yanlış bir düşüncedir. Hastalar bademcik alındıktan sonra hiç boğaz ağrısı olmayacağı beklentisine girerlerse yanılabilirler. Farenjit gelişmesinin  bademciklerin alınmasıyla bir ilgisi yoktur. Hatta bazen enfeksiyonlu bademcikler farenjiti artırabilirler.

Ameliyattan Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir:Sadece adenoidektomi ameliyatı yapılan hastalarda fazla problem yaşanmaz ve ağrı sorun olmaz. Özel bir diyete de gereksinim yoktur. Ancak tonsillerin alındığı tonsillektomi ameliyatından sonra ağrı özellikle erişkinlerde sorun yaratır. Yutma başlangıçta ağrılı ve sorunludur. Ancak tüm yakınmalar 5-7 gün içerisinde ortadan kalkar. Hastaya aspirin dışında ağrı kesiciler ve giderek normale dönen yumuşak bir diyet verilir. En çok uyulması gereken kurallar beslenme ile ilgilidir. Özellikle ilk 3 günde soğuk veya ılık sıvı gıdalar seçilmelidir. Bu nedenle soğuk süt, çorba, meyve suyu, muhallebi, dondurma gibi besinler idealdir. Amaliyatın ilk gününde koyu renkli kan kusulması normaldir ve  ameliyat sırasında yutulan kanla ilgilidir. Ancak sürekli kırmızı renkli yeni kan gelmesi hemen doktorunuza başvurmayı gerektirir. 4.günden itibaren yavaş yavaş normal gıdaya geçilir. Hastanın ağrı nedeniyle birşey yemek istememesi ağrının devamına neden olur. Mutlaka bol miktarda sıvı alınmalıdır. Ameliyattan sonra hafif ateş olması beklenen bir durumdur. Yeterli sıvı alınması ve ateş düşürücü ilaçlarla genellikle normale döner. Bazen hastalar ameliyattan birkaç gün sonra doktora başvurarak bademcik bölgesinde iltihap geliştiğinden yakınırlar. Bu genellikle bademcikler alındıktan sonra o bölgede beyaz bir örtü oluşturan iyileşme dokusunun hastayı yanıltmasıdır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir